Neden hedefimiz yok? Neden Yeterince Motive Olamıyoruz?

 İnsanlarımızın çoğu bu amaçsızlıklarından mutsuz bile değil. Herkes hayatının merkezine para kazanmayı koymuş durumda. Amaç sadece para kazanmak. Çoğumuz aylık belli bir miktarın üstüne çıkınca seviniyoruz. Daha fazlası için uğraşıyoruz ama tek  amacımız para kazanmak. Bu noktada yanlış yaptığımızı düşünüyorum. Türk milleti olarak çalışmanın gayretin anlamını unuttuk. Sebatimizi kaybettik. Bakıyorum başka milletlerden insanlar çok güzel çalışıyor. Ne iş yaparsa yapsın değer vererek aşkla yapıyor. Halinden tabi şikayetçi olanları da var ama zevkle yaşıyor ve anlarının kıymetini biliyorlar. Hayattaki en önemli şeyin zaman olduğunun farkındalar.  Peki biz neyimizi kaybettik te öyle olamıyoruz?

 Bizi Türk-Müslüman yapan duygularımızı kaybettik. Fedakarlığımızı, empati yapmayı, sadece kendimize odaklanmayı, insanlar ne der den ziyade Allah ne deri unuttuk. Gerçekten müslümanım diyorsan bilimde ilimde en ileride senin olman lazım. Hiç bir kalbi kırmaman lazım. Sürekli empati halinde olman lazım. Yani güzel bir çalışma ortamı kurman için önce insani özelliklerini geliştirmen gerekiyor. Öncelikle sağlam bir inanç lazım. Sorgulayarak, araştırarak ailenden görme bir şekilde değil, sağlam bir temel ile İslam'ı öğrenip yaşamak lazım. Bunları yaparsak zaten bize İslam'ın önerdiği hayat düzeni her başarıyı getirecektir. 



Hedeflerimizi bence iki ana gruba ayırmalıyız.

  1. Bu dünyada kaldığımız süre boyunca olmak istediğimiz yer ve yapacaklarımız.,
  2. Sonsuz hayatımızda nerede olmak istediğimiz.(asıl önemli olan).
Bu şekil bir gruplandırmadan sonra dünyada istediklerimizi sıralıyoruz. Örneğin şu okulu kazanacağım, şu işe girişeceğim, şurada yaşamak istiyorum, yeni bir şeyler keşfetmek istiyorum vb. Tüm bunları yaparken kesinlikle ayrıntılara dikkat etmeliyiz.(ayrıntılar derken bu konu hakkında başka bir yazı yazacağım.) En önemlisi sonsuz hayatımıza göre bir düzen oluşturmalıyız. Örneğin ben 00.00 da yatıp 06.00 kalkmaya çalışıyorum kalkınca ilk iş namaz görevim. Daha sonra sabah zihin açık olduğundan 30 dakika dil öğreniyorum. Sonrasında üniversite öğrencisi olduğum için derslere giriyorum. Yani her işimiz önce namazlara göre ayarlanmalı. Daha huzurlu bir şekilde hayatımıza başlamış oluyoruz. 

Hayatında değiştirmek istediklerine hemen şimdi başla. Sonraki zamana asla erteleme. Ertelemek her zaman daha ağır yükler getirir. Kesinlikle sevdiğin işleri yap. Parası yüksek veya rütbesi yüksek diye bir işe girme. Gerçekten insanlığa nasıl yararlı olurum nasıl insanları mutlu edebilirim şeklinde hedeflerin olsun. Geçiminizi tabi ki sağlayacaksın ama önceliğimiz ruhun huzuru. Maddiyat her zaman geçicidir. Bize kalacak olan ruhumuz. Buna odaklanmakta zorluk yaşıyorsan sonsuz hayatımızda yaşayacaklarımızı düşün merak duygunu canlı tut. İnsan merak ettiği sürece diri kalır. Allah'tan hepimiz için bol motivasyonlu, başarılı, insanlara faydalı bir hayat diliyorum. Sonsuzluk içinse inşAllah cennette buluşuruz sevgili okurum.

Mesleğimizi Yaparak Sevap Kazanabilir miyiz ?

  

"Hem namaz kılanın diğer mübah, dünyevî amelleri, güzel bir niyetle ibadet hükmünü alır." 

 Bu alıntı ile başlamak istedim yazıma. Bana Instagram üzerinden gelen bir soru üzerine bu yazıyı hazırlamak istedim. Sadece bilgisayar mühendisliği için değil geçimimizi sağladığımız her iş için bu geçerli olabilir.  Biz müslüman birey olarak, insanlık için elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz. Dünya hayatı şartlarında inancımıza karşı olan sorumluluklarımız  kadar yaşamaya hayatta kalmaya da (ecelimiz gelene kadar) karşı sorumluluklarımız vardır.  İkisini de dengeleyip düzgün bir yaşam sürmeye çalışmalıyız. Bence kedimize bir öncelik sıralaması belirlemeliyiz. Ben şu şekilde yapıyorum;

  • Gün içinde ilk önceliğim namazları vaktince kılmak(diğer ibadetler dengeli bir biçimde);
  • Daha sonra o gün ki görevlerimizi bitirmek (iş, ödev, başka insanlara karşı sorumluluklar ne derseniz artık.)
Bunları bir müslüman olarak Allah rızası için için yapıyorum. Bu düşüncede olduğum sürece yapacağım her iş ibadet olarak sayılacaktır inşAllah. 

Kaynakça:


Selimi ile Kaybolmak


Osmanlı döneminde hakanlar en üst düzeyde yetiştirilirdi. Bu eğitime şiirsel yönü eklenince ortaya harika şiirler çıkarmış padişahlarımız mevcuttur. Yavuz Sultan Selim'de şiir yazan padişahlarımızdan biridir. 

Şiirlerini okurken sizden ricam sadece gözlerinizi kapatın ve o zamanı an be an hisseddin. 
Bundan yüzyıllar önce yazılmış ama halen  harika duygular uyandıran bu yazıları yazan kişiler nasıl da yücedir!

Sanki o eski İstanbul(Kostantiniye) sokaklarında geziyorum Samimiyet kokan sokaklarda... Bir hanın kapısına yaklaştım, İçeriden bir ses şu dizeleri okuyor;

Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi füzun eşkımı hun etti felek
Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek 
Selimi

 

Ardından takdir toplayan ozana bakıp ne de güzel yazmış 'Selimi' diyenleri destekliyorum. Bir başka sokakta tekerleme şeklinde şunları işitiyorum küçük bir çocuktan:

"Sanma sakın herkesi sen sadıkane yar olur
Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyar olur
Sadıkane belki ol âlemde bir serdar olur
Yar olur ağyar olur serdar olur didar olur"
 Selimi

Kısaca Bahsedelim Yavuz Sultan Selim Handan;

Yavuz Sultan Selim, çok kısa süren saltanatına rağmen gevşemeye yüz tutan devlet

idaresine çeki düzen vermiş, Tebriz’in ve Mısır’ın fethinden sonra Osmanlı sanatkârlarını

yetiştirmek, Fatih’in bütün gayretine rağmen hâlâ revaçta olan Acem ilmine,

şiirine ve diğer sanat kollarına karşı Osmanlı şiir ve kültürünün inkişafını sağlamak

düşüncesiyle Acem ve Mısır’daki sanatçıları İstanbul’a getirmiş, böylece Osmanlı bilim

ve sanatına ivme kazandırmaya çalışmıştır. Yavuz, Trabzon’da şehzadeliğinden

itibaren etrafında pek çok şair toplamış, kaside ve eser sunanları caize ve ihsanları ile

memnun etmiştir. Trabzon’daki sancak beyliği sırasında etrafında topladığı sanatkârlarla

sarayı etrafında bir edebî muhit meydana getiren Yavuz Selim, gerek şehzadeliğinde

gerekse sultanlığı devrinde himaye ettiği âlimler ve şairlerle Klasik şiirin

oğlu Kanunî Sultan Süleyman devrindeki inkişafını hazırlamıştır. Bu çalışmada önce

Yavuz Selim dönemindeki kültür ve edebiyatın durumu hakkında bilgi verilmiş, daha

sonra da bu dönemde yetişen 93 şair tanıtılmıştır. Bunlardan Yavuz Sultan Selim ile

münasebeti olanlar belirtilmiştir.

Şiirlerden örnekler;


Milletimde ihtilaf u tefrika endişesi,
Kuşe-i kabrimde dahi bi-karar eyler beni.
Müttehidken savlet-i a'dayı def'a çaremiz,
İttihad etmezse millet da'dar eyler beni.

---------------------------

Bütün dünya benim olsa gamım bitmez nedendir bu?
Çün ezelden gam ile bina olunmuş bedendir bu.


---------------------------

Bülbül gibi gülistan bostandan ayrı düştüm.
İstemem altın kafes vatandan ayrı düştüm.

Ey gam öldürme beni bu hicran gecesinde
Zira bir güneş yüzlü handandan ayrı düştüm.


Daha fazlasını okumak ve tercümeleri için : antoloji.com/yavuz-sultan-selim/


Kaynakça: 
  • https://tkidergisi.com/ahmet-kartal/yavuz-sultan-selim-donemi-kultur-ve-edebiyati
  • https://edebiyatvesanatakademisi.com/siirler/detay/farsca-siirlerinden-tercume-beyitler/7090
  • https://www.ozelliklerinedir.com/osmanlinin-sair-padisahlari-ve-kullandiklari-mahlaslari-nelerdir/#:~:text=Yavuz%20Sultan%20Selim'de%20Dedesi,Divan%C4%B1%20fars%20dilinde%20yaz%C4%B1lm%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r.
  • Google Görseller
  • https://www.antoloji.com/yavuz-sultan-selim/
  • https://www.fikriyat.com/galeri/tarih/sair-yonuyle-yavuz-sultan-selim-ve-siirleri

Su Ayıları (Tardigrade) Garip Canlılar #3


Tardigrade ya da daha yaygın olan ismiyle su ayısı, sekiz bacaklı mikroskobik bir canlı olabilir. Ancak belki de dünyanın en dayanıklı canlı türleri arasında bulunuyorlar.
Son olarak Japonya'da yeni cinsleri keşfedilen su ayıları sadece 300 ila 700 mikrometre boyunda.
Vücudu tırtıla benzeyen ama sekiz bacağı bulunan su ayılarının O harfi şeklinde ağızları var. Genelde suda ya da yosunların üzerinde yaşayan su ayılarının temel besin kaynağı ise kendilerinden de küçük olan ve rotifer olarak adlandırılan mikro organizmalar.








Su ayıları yaklaşık 520 milyon ila 100 milyon yıldır yaşadığı düşünülüyor. Bilim insanları, 150 derece sıcaklığa ve -272 derece soğuğa dayanabilen su ayılarının uzayda dahi hayatta kalabileceğini söylüyor.
Almanya'nın Stuttgart Üniversitesi'nden mikrobiyolog Ralph Schill, "Dinozorların ortaya çıkışına ve yok oluşuna tanıklık etmiş bir canlı türünden bahsediyoruz" diyor.

2007 yılında Avrupa uzay araştırmaları ajansı, bir dizi mikro canlıyı alçak yörüngeye gönderip takibe almıştı. Susuz kalsalar da günlerce yaşamaya devam eden su ayıları atmosferin dışında 12 gün boyunca hayatta kalabilmişlerdi.
Su ayısının bir diğer özelliği ise radyasyona karşı dayanıklılığı. Çok sayıda canlıyı kısa süre içerisinde öldürebilecek olan yüksek dozda radyasyona dayanabilecek su ayılarının dünya üzerindeki yaşamı neredeyse tamamen sonlandırabilecek büyüklükteki kozmik felaketlerden dahi sağ çıkabileceği ifade ediliyor.
Scientific Reports bilimsel araştırmalar dergisinde yayınlanan makalede, su ayılarının gama ışını patlaması, büyük bir asteroid çarpması ve yıldız patlamalarına dayanabileceği ifade ediliyor.
Araştırmaya öncülük eden Oxford Üniversitesi'nden David Sloan, su ayılarının 5.000 ila 6.000 Gy radyasyona maruz kalıp yaşayabildiğini söylüyor ve "Bir insan 5 Gy radyasyona maruz kalıp yaşayabilirse kendisini şanslı sayar" diyor.

Bu sözler BBC'nin kendi sitesinde yayınlamış olduğu bir makaleden geliyor. Bu canlıların acaba doğadaki görevi ne ? Neden bu kadar dayanıklı bunlar bizim için çözülmesi gereken sırlar arasına çoktan girdi bile.

Acaba kim ilk bu canlılara sağlamlık testi yapmayı düşündü ve amacı neydi ? Yorumlara bekliyorum ...

Daha fazla ilgilenenler kesinlikle videoyu izlemeliler.

﴾27﴿
Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu (yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası) inkâr edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkâr edenlerin hâline! Sâd Suresi


Videolar:



Kaynaklar:

  1. http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=38&ayet=27
  2. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/S%C3%A2d-suresi/3997/27-29-ayet-tefsiri
  3. https://www.bbc.com/turkce/haberler-43287635
  4. https://en.wikipedia.org/wiki/Tardigrade
  5. https://www.youtube.com/watch?v=eXBkmLzBHZk

Sevimli Dostlarımız (Arılar) Matematik Dehasıymış :)

Kızdırmadığımız sürece çok sevimli olan dostlarımızın matematik yönünden inceleyeceğiz bu yazımızda.


Bal peteklerinde görülen altıgen formların mükemmel uyumu, insanları her zaman büyülemeyi başarmıştır. Eski Yunanlılardan bu yana, bal petekleri incelenmiş ve altıgen yapılar için çeşitli sebepler ortaya sürülmüştür. 

Peteklerin inşasında uyulan geometri kaidelerinin ne derece ideal olduğunu anlayabilmek için, matematiksel bir bakış açısına sahip olmak gerekir.


Daire, belli bir sabit alanı çevreleyen en kısa kenar uzunluğuna sahip geometrik şekildir. Meselâ alanı 10 cm2 olan kare ve dairenin çevre uzunlukları karşılaştırıldığında, dairenin çevresinin daha kısa olduğu görülür. 
Peki sevimli dostlarımız bu ince hesapları uygulayarak nasıl mükemmel yapılar ortaya çıkarıyor. Bunu öğrenmek için yapılan şu deneyi inceleyelim ;




Arı Okulu Deneyi

Bal arıları, Y labirent şeklindeki bir cihazı ziyaret etmek için ayrı ayrı eğitildi. Deneyde arı, Y-labirentinin girişine uçtu ve bir ila beş şekilden oluşan bir dizi element izledi.
Şekiller (örneğin: kare şekiller, ancak gerçek deneylerde birçok şekil seçeneği kullanıdı) iki renkten biri oldu: Mavi, arının bir ek işlem yapması gerektiği anlamına gelirken (+1); sarı, arının çıkarma işlemi yapması gerektiği anlamına geliyordu (-1). Bir arının artı veya eksi görevi için; bir taraf yanlış cevap, diğer taraf doğru cevap içermektedir. Uyaranların tarafı deney boyunca rastgele değiştirildi. Böylece arı Y-labirentinin yalnızca bir tarafını ziyaret etmeyi öğrenmedi.
İlk sayıyı gördükten sonra; her arı, eğitim aldığı işleme bağlı olarak Y-labirentinin soluna veya sağına uçmayı seçebileceği karar odasına bir delikten uçacaktır.

Deneyin başında, arılar sorunun nasıl çözüleceğini çözene kadar rastgele seçimler yaptı. Sonunda, 100’den fazla öğrenme denemesi, arılar mavinin +1, sarının ise -1 anlamına geldiğini öğrendi. Arılar ayrıca kuralları yeni sayılarada uygulayabilmekteydi.
Yeni bir numara ile test sırasında, arılar zamanın yüzde 64-72’sinde bir elemanın eklenmesi ve çıkarılmasında haklıydı. Arının testler üzerindeki performansı, arılar rastgele seçildiyse, şans seviyesi performansı (yüzde 50 doğru / yanlış) olarak adlandırılırsa beklediğimizden önemli ölçüde farklıydı.
Böylece, Y-labirent içindeki “arı okulumuz”, arıların aritmetik operatörleri nasıl ekleyebileceklerini veya çıkaracaklarını nasıl kullanacaklarını öğrenmelerine izin verdi.

Bu deneyin sonucunda arıların nasıl dört işlemi kullandıklarını bir bakıma öğrenmiş olduk. Çok iyi uygulayıp öğrenen bir makine gibiler.

Arılara sırf bizim için bu kadar özellik bahşeden rabbimize şükürler olsun.

Arılarla İlgili Ayetler:
﴾68﴿
Ve rabbin bal arısına şöyle ilham etti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine yuvalar edin.(Nahl Suresi)

﴾69﴿
Sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git!" Onların karınlarından, farklı renk ve çeşitlerde şerbet (kıvamından bir sıvı) çıkar ki onda insanlara şifa vardır. İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.(Nahl Suresi)




Konuyla İlgili Videolar:

Kaynak:
https://www.smithsonianmag.com/smart-news/honey-bees-can-do-simple-arithmetic-after-little-schooling-180971451/
https://sites.google.com/site/mybeeproject/bees-and-math
https://www.matematiksel.org/bal-petegindeki-matematik-sirlar/
https://beyinsizler.net/arilar-temel-matematik-islemlerini-yapabilir/
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nahl-suresi/1969/68-69-ayet-tefsiri

Xenobot 'lar İnsanlığın Geleceği

Ksenobotlar (Xenobot), bir bilgisayar (evrimsel algoritma) tarafından tasarlanıp programlanan, biyolojik hücreler kullanılarak baştan inşa edilmiş kendi kendini iyileştirebilen ve adını Afrika pençeli kurbağası'ndan (Xenopus laevis) alan mikrobotlardır. Ksenobot, insan vücudunun içine girecek kadar küçük, 1 milimetre (0,039 inç) genişliğindeki bir biyolojik makinedir. Kurbağa embriyolarından alınan kök hücreler, deri ve kalp hücreleriyle yapılır. Vermont Üniversitesi ve Tufts Üniversitesi'nden bilim adamları, insan vücuduna güvenli bir şekilde ilaç gönderebilecek ve onarıcı tıp için organların nasıl oluşturulacağını anlamanın yolunu açabilecek bu canlı makineyi oluşturdular.


Xenopus laevis, dokusu ksenobot üretimine izin veren Afrika pençeli kurbağası.
Ksenobotlar yürüyebilir, yüzebilir, haftalarca yiyeceksiz hayatta kalabilir, gruplar halinde birlikte çalışabilir ve çalışmaya devam ederken kendi başlarına iyileşebilirler.

"İnsanlığın bu gelişimi belkide yaşlanmanın sonunu getirecek ama ölüm her zaman bizimle olacaktır." Harun Selçuk Çetin

Bu robotlarla yapılabilecekleri bir düşünün. En başta aklımıza kanser tedavisi geliyor. Şu sıralar Covid-19 başımızda. Bu gibi salgın hastalıklara anında çözüm bulabilecek seviyeye gelebiliriz. Yaşlılığı bitirebiliriz.Böbrekler ileri yaştan dolayı işlevini yerine getiremiyor diyelim anında kodlayım oraya bir xenobot gönderiyoruz ve yeniden doğmuş gibi tertemiz (fabrikadan yeni çıkmış :D) böbreklerimiz var. Taadaaa yaşlılığın sonu...


Bazı bilim adamları yaşlılığı bitirince sonsuz yaşam hayalleri kuruyorlar. Böyle icatlar o düşüncelerden ortaya çıkmaktadır. Tamam yaşlılığa gerçekten güzel bir çözüm olabilir ama eninde sonunda bu fani dünyadan göçeceğiz. 

"...Her nerede olursanız olun, isterse tahkim edilmiş sağlam ve yüksek kaleler içinde bulunun ölüm mutlaka gelip sizi yakalar..." 

Nisâ / 78. Ayet


Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah'tan bahsedip Hâlıkı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz.Risale-i Nur Külliyatı

Konuyla İlgili Video :




Kaynaklar:

  1. https://sorularlarisale.com/bilim-ve-risale-i-nurda-bilimsel-yaklasim
  2. https://www.kuranvemeali.com/olum-ile-ilgili-ayetler
  3. https://www.google.com/search?q=xenobot&sxsrf=ALeKk03Mjp-y3TgEBLZ_gHrRhRwujRCFdA:1588535517421&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwjJher5u5jpAhVBiYsKHeQ-Ax8Q_AUoAXoECBIQAw&biw=1536&bih=754#imgrc=2UkXFTbma32SxM&imgdii=6Vr2UQ_4J2U2lM
  4. https://tr.wikipedia.org/wiki/Ksenobot
  5. https://en.wikipedia.org/wiki/Xenobot
  6. https://edition.cnn.com/2020/01/13/us/living-robot-stem-cells-intl-hnk-scli-scn/index.html

Yıldırım Topları - İlginç Doğa Olayları #1

Son dönemde yeniden kayıtlara geçen yıldırım toplarını inceleyelim.


Araştırmacılar, yıldırım toplarının manyetik alanlardan dolayı şekillendiklerini, ancak bu iddianın desteklenmesi için çok az sayıda kanıt bulunduğunu belirttiler. Ancak yaptıkları çalışma söz konusu teoriye önemli bir katkıda bulundu. Üretilen yapay bölge, şimşek çakmasından sonra uzun süre boyunca kaybolmadan duran yıldırım küresini açığa çıkarttı. 
Dr. Mikko Mottonen, “Yapay elektromanyetik düğüm, başka bir deyişle kuantum topu şimşekleri üretebileceğimiz, iki adet karşılıklı devridaimde bulunan elektrik akımıyla ortam sağladık.” diyor. 
Bilim insanları söz konusu manyetik alanın bir benzerinin de gerçek yıldırım topları oluşurken katkıda bulunduklarını söylüyorlar. 


Wikipedia Açıklaması
Yıldırım topu tanımlanmamış bir atmosferik elektrik olgusudur. Bu terim bezelye büyüklüğünden birkaç metre çapa sahip kürelere kadar çeşitli aydınlatma gücü bilgilendirmesi ile ilgilidir. Genellikle gök gürültülü fırtınalar ile ilişkilendirilmesine rağmen bölünmüş ikinci şimşek çakmasından oldukça daha uzun sürer. Birçok ilkel raporlar yıldırım topunun sonunda patlayacağını hatta bazen sülfürün şöhretini geride bırakabilecek ölümcül sonuçlar doğurabileceğini söyler.[1][2]
1960 lara kadar birçok bilim insanı tüm Dünyadan gelen birçok rapora rağmen yıldırım topunun gerçek olmadığını sadece bir şehir efsanesi olduğunu savundu.[3] Laboratuvar deneyleri yıldırım topuna görüntü olarak çok yakın etkiler yaratmayı başardılar. Fakat bunun doğal olgu ile nasıl ilgili olduğu açık değildir. 
Bilim insanları yüzyıllar boyunca yıldırım topu ile ilgili birçok hipotez önerdi. Doğal yıldırım topunun bilimsel verileri seyrekliğinden ve tahmin edilemez olmasından dolayı çok az bulunur. Yıldırım topunun varlığının olasılığı rapor edilen görgü tanıklarına ve bir şekilde üretilen tutarsız bulgulara dayanır.  Tutarsızlıklardan ve güvenilir veri eksikliğinden dolayı yıldırım topunun gerçek doğası hala bilinmiyor.[4] Ortaya çıkan şeyin ilk oluşan ışık tayfı haziran 2014'te yayınlanan ve yüksek çözünürlükte video içeren yıldırım topu olayıdır.


Kaynaklar :
https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1ld%C4%B1r%C4%B1m_topu

https://www.webtekno.com/bilim-insanlari-ender-rastlanan-yildirim-topu-olayinin-gizemini-cozduler-h41958.html